Sana, Seni Anlatmak


Sana, seni anlatmak çok saçma geliyor… Ancak nasıl beceriyorsun bilmiyorum ama bütün yazdıklarım bir şekilde sana çıkıyor, senden bahsediyor. Hatta en son okuduğumda yazdıklarımı, hepsi sana yazılmış birer mektup hissi veriyor bana. Hoşuma gitmiyor değil, yanlış anlama hemen… Bana dokunan; yazdıklarımı hiç okumayacak olman belki de… Düşünmesi bile zor geliyor insana… Şimdi sorsan bana kaç kelime peki yanındaki değerim? Seni anlatan her kelime ayrı kitapken nasıl cevaplarım bu soruyu diye düşünür dururum… Bütün kelimeler tükenir de dilimde, sen ile başlayan ve sana biten cümleler ile yaşarım sadece. 

Kaşlarını çatarak derin düşüncelere dalışını, gözlerini kısarak dünyanın en güzel gülüşünü sergilemeni sana nasıl anlatabilirim ki… Konu senden açılmışken, hala eskisi gibi mi tarıyorsun saçlarını? Ben çok seviyordum o halini, sanırım başka kimsede de aynı tarza rastlamadım. Aksi halde bu kadar zihnimde yer etmişken, dikkat etmemem mümkün değil…

“Şimdi oralarda mutlu musun gerçekten? Benim kadar seviyor mu oda? Eskiden arardın şimdilerde çok sessizsin, başına bir şey mi geldi diye uyuyamıyorum geceleri. Diyordun ya gidersen ölümün benden olur. Doğru söylüyor muşsun sanırım ölümüm senden olacak…”


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski