Aşk Hiçbir Şeye Benzemez


Olması gerekenlerin aksine olmaması gereken ne varsa fazlası ile yaşarsınız. Programlarınızı hiç uygulayamazsınız, bir kâğıda yazdığınız zaman terimlerinin hiçbir önemi yok, aşk dünyasında zamanın akışı ona aittir. Onunla zamanın nasıl geçtiğinin farkına varamazken, o yanınızda yokken saniyelerden dahi daha hızlı sayabildiğinizin farkına varırsınız. Zaman başınızın belası olur. Çoğu zaman hiç umursamadığınız saatler özellikle geceler önceleri sadece uyku ile geçerken şimdilerde kahve içerken veya hayaller kurarken bulursunuz kendinizi. 

Hiç düşünmediğiniz şeyleri hayal ederken olgunlaştığınızı hatta evliliğin dahi normalleştiğini hissedebilirsiniz, bünyeniz bu yönde değişmeye başlar.

Aşkı tek taraflı yaşamayı zaman kaybı olarak düşünebilirsiniz ancak unutmayın vazgeçtiğinizde kaybedersiniz, bütün umutları yitirirsiniz. Böyle olmasına izin vermeyin ve tecrübelerin kucağına kendinizi bırakın. En kötü ihtimal olgunlaşarak çıkacağınız bu savaş bir bakıma size her türlü katkıyı sağlayacaktır.

Aşk her zaman olumsuz anlatıldı bize, destanlaşan aşklarımız bile kavuşamadıklarından destanlaşmışlardı. Her ne kadar böyle görünse de olaylar pek de öyle değil kurcaladığınızda. Belki birlikte olamadı onlar ancak hiçbir sebep de vazgeçirmedi onları, bence onları destanlaştıran da buydu. Bu nedenle kavuşamama durumu ön plana çıkmamalı daha fazla. Bu insanlarımız da ön yargı oluşturmaktan başka bir şey değil, hem de yaşanmamış hikâyeler üzerinden oynamamalıyız insanların en ciddi kararlarıyla…

Hatırlarsanız aşk filmlerinin genelinde de onca tesadüfe rağmen bir kavuşamama durumu söz konusu. Ancak bir noktaya değinmek istiyorum. Dikkat ettiyseniz eğer hiç çevrenizde bu denli çaba gösterip de sevdiğine kavuşamayan bir tane bile insan yoktur veya olağan üstü tesadüfler yaşayıp kavuşamayan insanlar pek nadirdir. Öyle ki bu gibi durumlar sadece filmlerde veya romanlarda gerçekleşiyor fakat bunu devrimizin insanları o denli bilinçaltına kazıyorlar ki son zamanlar da “Leyla ile Mecnun” bile kavuşamamış ben nasıl kavuşabilirim ki düşüncesine sahip arkadaşlara rastlar oldum.

***

Ve aşk öyle bir şey ki anne baba veya kardeşinize yapmadığınız fedakârlığı bir yabancıya yaparsınız. Yalnız bunu yaparken farkına dahi varmazsınız; ta ki herhangi bir ayrılık söz konusu oluncaya kadar. Bu konuya dikkat etmelisiniz, aşırı boyutlara gelebilir ve daha sonra pişman olabileceğiniz şeyler yapabilirsiniz. “Bu duruma geldiğimi nasıl anlarım?” gibi bir soru sorduğunuzu duyar gibiyim. Çok kolay, aslında eğer şu an uzun süreli bir aşk hayatınız varsa… Dikkat edin uzun süreli diyorum. Çünkü henüz yeni başlamış bir aşk hayatında fedakârlıkların boyutları ciddiye alınacak düzeye ulaşmaz veya çok nadir seviyede görülür. Her neyse, eğer uzun süreli bir aşk hayatınız varsa ve fedakârlık boyutunuzu test etmek istiyorsanız yapmanız gereken tek şey, aşk hayatınızdan önceki yaşantınızda çok değer verdiğiniz şeylere aynı değeri verip vermediğinizi kontrol etmektir. Genelde insanlar aynı değeri vermiyor ve bu ileride pişmanlık kapılarını sonuna kadar aralamalarına neden oluyor. Bu duruma örnek olarak ailenizi verebiliriz. Örneğin annenize her sabah “günaydın” diyorsanız, hâlâ diyor musunuz? Veya hâlâ babanızın halini hatırını soruyor musunuz? Bunların her biri kendinizi test etmenize yarayacak önemli sorulardır.

Eğer herhangi birini aksatıyorsanız dahi bu durumu bir an önce önemseyin ve daha dikkatli olmaya çalışın. Unutmamalısınız ki kendinizi yani ilk benliğinizi bu durumdan korumak zorundasınız. Belki de karşınızdaki insan sizi aile bağlarınız kuvvetli olduğu için sevmiştir. Veya bu durum vesile olmuştur size ısınmasına… Eğer bu durumu koruyamazsanız, siz eski siz olmayacaksınız ve ayrılık olasıdır bu gibi durumlarda. İnsanlar çok garipler… Bir bakarsınız sizi bir tek özelliğinizden dolayı seviyor ve yine bir bakarsınız ki aynı özelliğinizden dolayı sizi terk etmiş.

Biraz düşündüğümüzde eğer bir geçmişimiz varsa hepimiz bu söze hak veririz. Bu konuda her iki cinsiyette aynı kadınlar da, erkekler de olası bir aşk durumunda aynı şeyi yapıyorlar birbirlerine karşı. Berber oldukları insanların âşık oldukları tarafları bir müddet sonra kendilerini rahatsız ediyor ve değiştirmeye çalışıyorlar onları, değiştikten sonra da sen o ilk âşık olduğum insan değilsin diyerek ayrılık bahanesi çıkarıyorlar ortaya. 

Bu nedenle fedakârlık konusuna dikkat etmek zorundayız her birimiz. Benim aşk hayatım bambaşka, bize bir şey olmaz demeyin çünkü bu durum sizde de sonucun aynı olacağının ilk belirtisidir. 


“Herkesten çok seni sevdim oysa
Hiç gitmezsin zannediyordum.
Sonradan öğrendim ki;
Çok da sevmemeliymiş insan,
Herkes değerince kalmalıymış…”


 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski