Yalnızlık Bir Kısır Döngü


İnsanın kendisini 7 milyar insanın arasında yalnız hissetmesi kadar kötü bir durum yok. Daha güne ilk gözlerinizi açtığınızda yüreğinizde bir ürperti… Ve bir şeylerin yolunda olmadığı apaçık ortada… Anneniz, babanız sağ ve bir aradalar ancak bu durumun onlar ile bir alakası yok. Bu bambaşka bir olay… Sanki yüreğinizin bir yerinde, bir parça eksik ve şu an çevrenizde kim olursa olsun bu parçanın eksikliğini hiç mi hiç gidermiyor. Bu demek değil ki eksik parça, çevrenizdekilere göre daha değerli… Hayır, alakası yok. Sadece o an hangi parça eksikse onun yerini kimse dolduramıyor…

Hayat tıpatıp bir puzzle gibi, her tamamlayıcı parça bir insan ve her biri farkında olmasalar da birbirlerini tamamlıyorlar. Yalnız kaldı mı insan bir şeylere sığınma ihtiyacı duyuyor kendinde. Tek bir anı dahi boş geçmesin, bir saniye dahi olsa hatırlamasın diye yalnızlığını ıvır zıvır şeylerle uğraşıp duruyor. Ama ne mümkün? Ne kadar uğraşırsa uğraşsın bir şeylerle, öyle zamanlar geliyor ki her yaptığımız, gerçekleştirdiğimiz eylem yalnızlığa çıkıyor… Hepsi bunlardan da ibaret değil. Yalnız oldu mu insan, çok monotonlaşıyor hayatı. Sürekli aynı eylemleri gerçekleştiriyor gibi hissediyor. Bazen de tabiat bu monotonluğa eşlik ediyor. Bunu ilk defa ben söylüyor olabilirim çünkü babasının bakkal dükkanına bekçilik yaparken ekmek sarması için önünde bulunan gazetelere gözü ilişen ve günlerce aynı haberleri okumak zorunda kalan bir insan daha var mıdır? Pek emin değilim.

“Görüyorsun yalnızlık kısır bir döngü, 

Her şey tekrar tekrar yaşanıyorcasına sıkıcı,

 Sanırım hayatıma girme vaktin geldi…”


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski